Featured Video

31 Temmuz 2011 Pazar

Bahçeli'ye şehit protestosu


Hakkari'de şehit olan er Mustafa Bulut'un cenazesinde Devlet Bahçeli'ye şok!

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde hain pusu sonucu şehit olan er Mustafa Bulut, son yolculuğuna uğurlandı


Hakkari'nin Şemdinli İlçesi kırsal kesiminde teröristlerce şehit edilen Piyade Er Mustafa Bulut, Kayseri'de Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de katıldığı cenaze töreninin ardından gözyaşları arasında Garnizon Şehitliğinde toprağa verildi.


'ASKERE UZANAN ELLER KIRILSIN'


Şehit er Mustafa Bulut'un Türk bayrağına sarılı cenazesi, Tarihi Hunat Camisine getirildi. Bu sırada baba Ömer Osman ile anne Esma Bulut, oğullarının tabutuna yaklaşarak, gözyaşı döktü. Sıcağın da etkisiyle şehidin yakınları baygınlık geçirdi. Hunat camisinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, Türk bayrağı açan bir Grup Genç 'Askere uzanan eller kırılsın' sloganı attı.


Camideki törene Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, AK Parti'li Milletvekilleri Pelin Gündeş Bakır, Ahmet Öksüzkaya geldi. Şehit yakınlarına başsağlığı diledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Pınarbaşı İlçesi'nden gelerek cenaze törenine katıldı.


CENAZE TÖRENİNDE BAHÇELİ'YE TEPKİ


Bu sırada, şehit erin arkadaşı olduğunu söyleyen bir genç de MHP liderine, "Hangi yüzle cenazeye geliyorsunuz. Öcalan'ı asmadınız" dedi. Daha sonra da, "Şehit babanın yanına bir git. Buraya gelmeyin, şehit babasının yanına gidin" diye bağırdı.


SAVUNMA BAKANI ACILI BABAYI TESELLİ ETTİ


Kılınan cenaze namazının ardından şehidin eller üzerindeki tabutu top arabasına konularak Kartal semtindeki Garnizon Şehitliğine götürüldü. Buradaki törene Milli Savunma Bakanı Yılmaz da katılarak, fenalaştığı için camiden şehitliğe ambulansla getirilen şehit babası Ömer Osman Bulut'u teselli ederek, yeniden başsağlığı diledi.


   


Devamını okuyun...>>

Bahçeli'den flaş açıklama!


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörist başı Abdullah Öcalan'ın 'ben artık çekildim' açıklamasından sonra bu açıklamaya paralel olarak bir açıklama yaptı ve hükümete seslendi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Milliyetçi Hareket Partisi, Başbakan Erdoğan ve Hükümetini bölücülük konusunda kararlı ve tavizsiz olmaya çağırmaktadır. Bu çerçevede, PKK açılımına son verildiğinin ve İmralı canisiyle görüşmelerin kesildiğinin ilanı da bir an önce yapılmalıdır'' dedi.


Bahçeli, ''son gelişmelerle ilgili'' yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin büyük bir kriz ve kaos ortamının ''stratejik düzeyde'' çok yüksek tehdidiyle karşı karşıya olduğunu savundu.


Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu felsefesi olan milli ve üniter devlet ile milli dil, millet varlığı, milli kültürün ağır bir tahribatla yüz yüze olduğunu öne süren Bahçeli, ''Türk milletinin ve Türk devletinin milli varlığına ve bekasına yönelik riskler çoğalmış, telafisi çok zor olacak bir sınıra dayanmıştır. Bu kapsamda sürekli tırmanan bölücü terör hunhar saldırılarına devam etmekte, her gün gelen şehit haberleriyle milletimiz sarsılmaktadır'' ifadelerini kullandı.


Son olarak Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesinde bir askeri aracın geçişi sırasında patlayan mayın nedeniyle bir Mehmetçik'in şehit olduğunu, 4'ünün de yaralandığını belirten Bahçeli, bu vesileyle tüm şehitlere Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine baş sağlığı, yaralılara da acil şifalar dilediğini bildirdi.


Terörün iğrenç ve kanlı yüzünün artık Türk milletinin sabrını taşırma noktasına kadar getirdiğini vurgulayan Bahçeli, eş zamanlı olarak iç çatışma ve kavga ortamını engelleyen emniyet supaplarının birer birer açılmaya başlamasıyla, nerede duracağı kestirilemeyen ayrışma ve dağılma sürecinin üst düzeyde ivme kazandığını ifade etti.


Türkiye'nin değişik yörelerinde meydana gelen etnik gerginlikler ve tahriklerin çok kritik bir aşamaya gelindiğini gösterdiğini belirten Bahçeli, Hatay Dörtyol ve Bursa İnegöl'de provaları yapılan etnik temelli provokasyonların, İstanbul Zeytinburnu ve Eskişehir Mihalıççık'ta ortaya çıkan olaylarla vahim bir boyuta ulaştığına dikkati çekti.


-''TÜRK DEVLETİNİ TARTIŞMAYA AÇMAYA DÖNÜK SİNSİ BİR FAALİYET...''


Bu gelişmeler karşısında toplumsal huzurun alabora olduğunu ve milletin endişeli bir bekleyişin içine savrulduğunu bildiren Bahçeli, açıklamasında ''Birlikte yaşamaya dönük sistemli ve planlı suikastların terör saldırılarına paralel gelişmesi ve bölücü mihrakların hayasızca kargaşa ortamını oluşturma çabaları vahim bir ülke tablosunun belirmesine yol açmıştır. Şayet bu olumsuzlukların önü alınamazsa, Türk Milletinin birlikte yaşama ülküsü ağır bir darbe alacak ve çok sancılı ve kanlı bir bölünme sürecinin başlaması maalesef kaçınılmaz olacaktır'' ifadelerine yer verdi.


Türkiye'nin çözülmesi ve temellerinden kopması demek olan bu durumun, kardeş kavgasına, husumetlerin kökleşmesine ve ihtilafların derinleşmesine hizmet edeceğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:


''Sürekli sorun çıkarmak ve toplumsal dokuyu aşındırmakla meşgul olan etnik bölücülük ve buna zemin hazırlayan AK Parti Hükümeti el birliği ederek Türk milletini karanlık bir ortama sürüklemektedir. Yıllardan beridir hükümet tarafından bölücü teröre karşı gösterilen müsamahakar tavır, tolerans ve hoşgörü şimdi geri tepmiş ve altından kalkılamayacak bir noktaya gelmiştir. Bu kapsamda, bölücü niyetlerin vergi vermemeyi bile dillendirmeleri, edepsizliğin, densizliğin ve kendini bilmezliğin seviyesini göstermesi bakımından son derece önemli olmuştur. Devletin egemenlik haklarını çiğnemeyi göze alarak, düzensizliğin, bozgunculuğun ve başkaldırmanın şifrelerini veren bu gelişmenin, önce Türk devletini tartışmaya açmak ve ardından da yıkmaya dönük sinsi bir faaliyet olduğu aşikardır. Vergi vermekten imtina edecek kadar gözü dönen ve cüretleşen bölücü emellerin, ülkemizin başlıca istikrarsızlık unsuru haline geldiği kuşku götürmez bir gerçektir.


Bu kaygı verici ülke manzarası ortada dururken, yabancı ülkelerde demokratik özerkliğin fitilini tutuşturmak için gerekçe arayışı, model ve örnek bulma hezeyanları en başta AK Parti'nin ve ana muhalefet partisinin çarpık zihniyetini göstermesi bakımından dikkat çekici olmuştur. Bununla birlikte bulanık ve sorunlu bir zihniyete sahip olan ve milletimizce de niyetleri malum olan bazı sözde aydın ve gazetecilerin bu sürecin içinde yer alması var olan kuşkuları artırmıştır. İngiltere ile İrlanda ve İskoçya arasındaki sorunlu ilişkileri ve sonrasındaki gelişmeleri ülkemize emsal göstermeyi hesap eden bu sakat ve hastalıklı bakışın, terörün sözde çözümü konusunda Türkiye'yi, tarihi Şark Meselesi'nin hamisine daha da yaklaştırmaya odaklandığı anlaşılmaktadır.''


Bahçeli, birbirine hiç benzemeyen olaylar, aktörler, tarihsel şartlar, ülke konumları, sosyolojik ve psikolojik gerçekler varlığını korurken, dışarından çözüm ithalini akıllardan geçirmenin Türkiye'nin bölünmesi için mazeretler oluşturmak anlamına geleceğini kaydetti.


Bölücü terörün azmasında ve kanlı saldırılarını gerçekleştirmesinde yabancı ülkelerin büyük bir payı ve itici rolü olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Bahçeli, ''Türkiye'nin bölünmesini ve topraklarında başka bir devletin kurulmasını bir asrı aşan süredir ajandasında taşıyan ülkelerden Türk milletinin öğreneceği ve alacağı bir şey yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi, Başbakan Erdoğan ve Hükümetini bölücülük konusunda kararlı ve tavizsiz olmaya çağırmaktadır. Bu çerçevede, PKK açılımına son verildiğinin ve İmralı canisiyle görüşmelerin kesildiğinin ilanı da bir an önce yapılmalıdır'' görüşünü bildirdi.
Türk milletinin AK Parti'ye verdiği desteğin sınırsız ve sonsuz olmadığını belirten Bahçeli, AK Parti Hükümetinin, ''Yanlışta ısrar etmesi ve milletin hissiyatlarına ve hassasiyetlerine aykırı tutumunu sürdürmesinin kendisi açısından iyi olmayacağını'' kaydetti.


  


Devamını okuyun...>>

Bağış'tan 'Karpuz' manşeti yorumu


Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış muhalefetin teşkilatlarına 'İyi dinlenin ekimden sonra çok çalışacağız' diye yazılı genelge gönderdiğini hatırlattı, 'tatilde mutluluklar diliyoruz' dedi.

Taraf gazetesinin komutanların istifasını duyuran "Daha karpuz kesecektik" manşeti Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın da dilinde.


İsim vermeden Taraf'ın manşetine gönderme yapan Bağış, ''Türkiye normalleşiyor. Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor'' dedi.


Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor'' dedi.


Bağış, Turgut Özal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen partisinin Çekmeköy İlçe Gençlik Kolları 1. Olağan Kongresi'nde, seçimlerin ardından çalışmalara devam ettiklerini söyledi.


Anamuhalefet partisinin, teşkilatlarına 'İyi dinlenin ekimden sonra çok çalışacağız' diye yazılı genelge gönderdiğini dile getiren Bağış, ''Biz de onlara bu yaz tatillerinde mutluluklar diliyoruz'' dedi.


Bağış, Türkiye'nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu belirterek, gençliğe verdikleri öneme işaret etti.


Başbakan Erdoğan'ın sadece Türkiye'nin Başbakanı değil, dünya vicdanının sesi olduğunu ifade eden Bağış, şunları kaydetti:


''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor. Milli irade görevinin başındadır, muktedirdir. Türkiye'nin önü açıktır.''


Türkiye'nin bugün doğusunun da batısının da ilham kaynağı haline geldiğini dile getiren Bağış, yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 ekonomik büyümeyle Türkiye'nin dünya rekorunu kırdığını belirtti.


Bağış, 2010 yılı sonu itibarıyla yüzde 8,9 ekonomik büyüme sağlandığını anımsattı.


Bugünün anlamlı bir gün olduğunu da bildiren Bağış, rahmetli Adnan Menderes'in o dönemki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğuna ilk başvuruyu yapmasının bugün 52. yıl dönümü olduğunu hatırlattı.


Bağış, 31 Temmuz 1959'da ilk başvuru yapıldığında kişi başı milli gelirin 400 dolar olduğunu, bugün bu rakamın 11 bin dolar olduğunu, 2023 yılında 25 bin doların yakalanacağını söyledi.


2023 vizyonunun hayata geçirilmesinde gençlere güvendiklerini dile getiren Bağış, gençlerin Türkiye'yi çok daha ileri götüreceğine inandıkları için bu planların yapıldığını ifade etti.


1960 darbesinden sonra 15 Eylül 1960'da devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın elleri kelepçeli olarak Yassıada'ya götürülen Fatin Rüştü Zorlu'ya 'Avrupa Ekonomik Topluluğuna başvurmuştuk ne oldu?' diye sorduğunu anlatan Bağış, elleri kelepçeli olan Zorlu'nun da Bayar'a bir brifing verdiğini söyledi.


AB sürecinde atılan adımlara işaret eden Bağış, ''Biz bu adımları AB için atmıyoruz. Bu adımları milletimizin AB standartları üzerinde yaşam sürdürmesi için atıyoruz, atmaya devam ediyoruz'' diye konuştu.


Daha yapılması gereken reformların ve hala düzeltilmesi gereken yanlış uygulamaların var olduğuna da vurgu yapan Bağış, teker teker bunlara da el atılacağını kaydetti.


Güçlerini gençlerden aldıklarını belirten Bağış, kendilerinden evvelki siyasi hareketlerin gençlerin eline satır dağıttığını, gençleri şiddete yönelttiğini ileri sürdü.


Türkiye'nin aydınlık yarınlarını gençlerle gerçekleştireceklerini ifade eden Bağış, gençlere güvendiklerini söyledi.


AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da sivil anayasa çalışmalarına işaret ederek, gelecek süreçte Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa etmek adına daha fazla gayret içinde olacaklarını bildirdi.


  


Devamını okuyun...>>

Askerlik süresi kısalıyor mu?


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, askerlik sürelerinin kısaltılması ile ilgili olarak herkesin merakla beklediği bir açıklama yaptı.

Hükümet askerliğin kısaltılması yönünde harekete geçiyor. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, askerliğin kısaltılmasıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü açıkladı.


Bozdağ, askerliğin kısaltılması ile ilgili yeni dönemde atılması gereken adımların atılacağını söyledi.


Bozdağ, vatani görevin kısaltılmasıyla ilgili çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi: "Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı askerlikle ilgili TSK'nın yapısını farklı bir şekilde değiştirmek için değerlendirme çalışması başlamıştı. Bu çalışma devam ediyor. Seçim döneminde bu çalışmalara ara verilmişti. Şimdi kaldığı yerden çalışma devam ediyor ama detaylara sahip olmadığım için bilgi veremiyorum."


 


Devamını okuyun...>>

'Askerin sıcak siyasete çekilmesi...'


CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. MYK sonrası CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, parti adına emekliliklerini isteyen Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları hakkında düşünceleri açıkladı...

Tarhan yaptığı açıklamada; İktidara hakim olan zihniyet tüm muhalif hareketleri güvenlik bürosasi için meşru hale getiren bir durum doğurmuştur. Sivilleşmeyi savunanlar onlar için bir tutarsızlıktır, içinde bulunduğumuz dönemlerde CHP sivilleşmeyi savunan AK Parti ise sivilleşmeye karşı direnen bir parti konumundadır. Özgürlükçü demokrasi iktidarın bağımsız ve tarafsız yargı tarafından denetimi olmazsa olmazdır, ancak bu yolla çoğunluğu elinde bulunduran iktidarların önüne geçilebilir.


Demokrasinin olmazsa olmazlarından biride devlet kurumları arasında olan bağlılıktır.


Askerin kışlasında kalması ve yasalarla kendilerine verilen görevi yapması esastır, dolayısıyla askerin sıcak siyasete çekilmesi yanlıştır. Sabah akşam askeri kötülemek, saygınlığına gölge düşürmek ulusumuza hiç bir fayda sağlamaz. Buna ortam sağlanılmamalı ve izin verilmemelidir.


Son olayda yargı bağımsızlığının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır, bitmeyen mahkemeler, tutukluların uzun süre bitmeyen sonuçları vardır. İktidar yargıdan elini çekmelidir.


Bir Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanı'nın YAŞ öncesi istifa etmesi ciddi bir eksikliği göstermektedir. Tarafların varsa haklı gerekçelerini öğrenmemiz demokrasiye de katkı sağlayacaktır' dedi.



CHP MYK TOPLANDI


Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemelerinin ardından, dün tatilini yarıda keserek Ankara'ya dönen Kılıçdaroğlu, sabah saatlerinde geldiği parti genel merkezinde çalışmalarına başladı.


Kılıçdaroğlu'nun yaşanan gelişmeleri partide bulunan bazı MYK üyeleri ile değerlendirdiği belirtilirken, ilerleyen saatlerde bir MYK toplantısının da düzenlenebileceği bildirildi.


Gün içinde konu ile ilgili CHP'den bir açıklanma yapılması bekleniyor.


 


Devamını okuyun...>>

Arının neden olduğu kaza trafiği aksattı


Yozgat'ta koluna konan arıyı kovalamaya çalışan tır sürücüsü, direksiyon hakimiyetini kaybedince bölünmüş yoldaki orta bariyerlere çarptı. Ortalık savaş alanına döndü.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Malatya'dan İstanbul'a giden Zafer Varan (34) yönetimindeki 34 TB 8855 plakalı tır, E-88 karayolunun Cinlikavak mevkisinde yolun ortasındaki bariyerlere çarptı.


Çarpışmanın etkisiyle tırın dorsesindeki un çuvalları yola düştü.


Kaza nedeniyle karayolu, yaklaşık bir saat süreyle trafiğe kapandı.


Kazadan yara almadan kurtulan tır sürücüsü Varan, trafik ekiplerine, ''Açık olan cam kenarında bulunan koluma konan arıyı kovalamak istediğimde birden direksiyon hakimiyetini kaybettim. Şarampole inmemek için direksiyonu çevirdiğimde yol ortasındaki bariyerlere çarpıp durabildim'' dedi.


 


Devamını okuyun...>>

Apple'ın dünya başarısı


Araştırmalar Apple çılgınlığının firmayı nasıl da güçlendirdiğini gözler önüne seriyor. İşte Apple'ın kasasındaki nakit para ve şirketin dünya çapındaki satış başarısı.

Teknoloji dünyası artık birçok sektörü ezip geçecek kadar büyüdü. Eskiden sadece özel ihtiyaçlar için alınan teknolojik ürünler günümüzde modern yaşam için gerekli birer araç haline geldi.


İnsanlığı bir kısmı için cep telefonları ekmek ve su kadar yaşamlarının önemli bir parçası. İşte bu ilginç durum ise en çok popüler teknoloji firmalarına yarıyor.


Apple ABD'yi Bile Solladı



Strategy Analytics'in hazırladığı rapor Apple gerçeğini gözler önüne sunuyor. Geçtiğimiz yıl dünyanın en büyük telefon tedarikçisi Nokia iken bu yıl aynı dönemde Apple bu unvana sahip oldu.


Akıllı telefonlarda ise Apple'ın pazar payı yüzde 18.5. Geçtiğimiz yıl yine bu pazarda Nokia birinciliği göğüslemişken bu yıl Apple büyük bir yükseliş gösterdi.


Apple'ın kasasındaki net para ise  75.9 milyar dolar. Kısa süre önce ABD Hazine Bakanlığı bütçelerinin 73.8 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.


Grafiklere göreyse dünyayı adeta ele geçiren Apple'ın en büyük rakibi ise yüzde 1 payla Samsung oldu. Önümüzdeki aylarda satışa sunulacak olan iPhone 5 ile birlikte Apple'ın 2011 yılı çeyrek paylarının rekor seviyeye ulaşması bekleniyor.


 


Devamını okuyun...>>

Ambulans gelmedi


Antalya'nın Manavgat ilçesi Beşkonak köyünde rafting yaptıktan sonra tüm uyarılara rağmen üzerindeki can yeleğini çıkarıp girdiği çayda girdaba kapılıp boğuldu.

Rafting yaptıktan sonra girdiği çayda boğuldu


Edinilen bilgiye göre, arkadaşlarıyla Köprü Çay'da rafting yapan Ali Aytaş Dargün (34), turu tamamladıktan sonra can yeleğini çıkararak ırmağa girmek istedi. Rehberlerin can yeleksiz ırmağa girmenin tehlikeli olabileceğine dair uyarısına rağmen suya giren Dargün, girdaba kapıldı. Dargün'ü rafting rehberleri ve arkadaşları sudan çıkardı.


Dargün'e, rafting yapan diğer grupta bulunan bir doktor müdahale etti. İlk etapta hayata döndüğü düşünülen Dargün, ambulansın gelmesinin beklendiği sırada yeniden fenalaşarak yaşamını yitirdi. Dargün'ün Antalya'da bir döviz bürosunda çalıştığı öğrenildi.


Olay sonrasında rafting şirketlerinin yöneticisi, bölgede ambulans bulunmamasına tepki gösterdi. Beşkonak Karabük Turizmi Geliştirme Kooperatifi Başkanı Refik Armağan, gazetecilere yaptığı açıklamada, günde 7-8 bin turistin bölgede rafting yaptığını ancak bu tür olaylar yaşandığında ambulans bulmakta zorlandıklarını söyledi.


Yaşanan boğulmanın ardından ambulansın gelmesinin yaklaşık bir saat sürdüğüne dikkati çeken Armağan, başvurulan makamlardan, ''Kendiniz ambulans kiralayın'' cevabı aldıklarını öne sürdü.


 


Devamını okuyun...>>

Altın yeni rekor peşinde!


Uluslararası piyasada altının ons fiyatı 1.632,91 dolara kadar çıkarak yeni bir rekor kırdı.

Direnç olarak görünen 1,630 dolar seviyelerini önceki gün zorlayan ama geçemeyen altın, bir günlük aradan sonra rekorlarına devam etti. Dün 1.615,40 dolardan kapanan altının ons fiyatı bugün öğle saatlerine kadar 1.610,72 dolar seviyelerine kadar inmesine rağmen öğleden sonra 1.630 dolar seviyelerini geçmeyi başardı.


Akşam saatlerine doğru 1.632,91 dolara kadar çıkan altının ons fiyatı saat 17.00 itibariyle 1.630,30 dolar seviyelerinde işlem görüyor.


Altın uluslararası piyasada en son 1.628,76 dolarla önceki gün kırılmıştı.


 


Devamını okuyun...>>

ABD'nin Irak'ta kalma çabalarında son rapor!


Irak’ta ABD askerleri çekilmeye devam ederken; ülkede yaşanan kaynağı belirsiz şiddet Beyaz Saray’ın gündeminden düşmüyor!

ABD askerleri Iraktan çekiliyor,ABD yönetimi ise Irak topraklarında varlığını devam ettirmek için farklı alanlarda çabaları devam ediyor. Washington tarafından hazırlanan bir rapora göre, ABD askerlerinin Irak'tan çekilmesi öncesi ülkede şiddet olaylarının arttığına dikkat çekilyor.


Washington Post gazetesinin haberine göre, Beyaz Saray, Irak’ta artan şiddet olaylarının bir yıl öncesine nazaran daha fazla olduğunu düşünüyor.


Irak'ta şiddet, hem Sünnileri hem de Şiileri ayrı ayrı hedef alan kaynağı belirsiz saldırılarla başlamış, artan bu saldırılar sonrası her iki grup da birbirine düşman olmuştu.


ABD’YE GÖRE IRAK’IN DURUMU ESKİSİNDEN KÖTÜ


ABD Irak özel müfettişlerinden Stuart W. Bowen Jr tarafından hazırlanan rapora göre, Irak eskisinden daha tehlikeli bir yer haline geldi.


Obama ve ABD senatosuna sunulan raporda Bowen, “Kanaatime göre Irak 12 ay önceki halinden daha az güvenlikli,” açıklamasını yaptı.


ABD’li resmi yetkililer tarafından hazırlanan raporun Irak yönetiminin ABD askerlerinin kalıp kalmayacağı ile ilgili kararın hemen öncesinde gelmesi dikkat çekti.


46 bin ABD askeri hala Irak’ta bulunurken; Cumhurbaşkanı Nuri el Maliki’nin ABD askerleri ile ilgili kararını bekliyor.


Maliki ise ABD askerlerinin Irak’taki durumu ile ilgili nihai kararın Irak meclisi taraıfndan veirleceğini dile getirdi. Irak meclisinde ise ABD askerlerinin işgalinin devam etmesi gerektiğini dile getiren milletvekillerinin olması dikkat çekiyor.


Irak içişleri ve savunma bakanlığı ise ABD askerlerinin işgali sonlandırması öncesi yeni anlaşmalar imzalamak için çeşitli adımlar atarken; Washington yönetiminden bu adımlara olumlu mesaj geldi.


ABD üst düzey yetkilileri Irak yönetiminin istemesi halinde Irak’ta ABD ordusunun bazı alanlarda göreve devam edeceklerini dile getiriyor.


ABD IRAK'TAN NE ZAMAN ÇEKİLECEK?


Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Amerikan askerlerinin bu yıldan sonra ülkesinde kalıp kalmamasıyla ilgili kararın yakında verilebileceğini kaydetti.


ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in bugün Washington'da Iraklı danışmanlarla görüşmesinden önce açıklamada bulunan Maliki, Iraklı liderlerin cumartesi günü yapılacak toplantıda geçici bir karara varabileceklerini, kararın sonuçta parlamentoya bağlı olacağını belirtti.


Maliki açıklamasında ayrıca, Biden'in Irak'taki son gelişmelerle ilgili olarak ve 2008 yılında iki ülke arasında varılan anlaşma uyarınca Amerikan askerlerinin aralık ayı sonunda ülkeden ayrılıp ayrılmayacağı konusunu görüşmek için dün kendisini aradığını kaydetti.


Her iki ülkenin yetkilileri Irak'ın hala ABD'nin yardımı olmadan kendi kendini koruyabilecek kadar istikrarlı olmadığını düşünüyor.


 


Devamını okuyun...>>

5 Lira için eşinin kolunu kırdı


Adana'da şiddetli geçimsizlik yaşayan karı-kocanın boşanma isteği arzuhalcide son buldu.

5 TL'lik dilekçe masrafını ödememek için boşanmaktan vazgeçen işsiz koca, ikna edemediği eşini dövüp kolunu kırarak kayıplara karıştı.


10 Yıl önce görücü usulüyle evlenen ve 3 çocuk sahibi Songül A.(30) ile Cumali A. (32), işsizlik ve ekonomik sorunlar nedeniyle şiddetli geçimsizlik yaşamaya başladı.


İddiaya göre, Songül A. tarlalarda çalışıp evin geçimini sağlamaya çalışırken kocası Cumali A. ise evde huzursuzluk çıkartmaya başladı. Şiddetli geçimsizlik yüzünde çift boşanmaya karar verdi.


Cumali ve Songül çifti, sabah saatlerinde Adana Adliyesi önündeki bir arzuhalciye boşanma dilekçesi yazdırdı. Arzuhalci dilekçeyi yazdıktan sonra Cumali A.'dan 5 TL dilekçe parası istedi. Yanında 5 TL para olmayan Cumali A., "Dilekçenin bu kadar pahalı olduğunu bilseydim boşanmazdım. Ben boşanmaktan vazgeçiyorum" diyerek eşini de alıp gitmek istedi.
Ancak Songül A. boşanmakta kararlı olduğunu belirterek, ücreti ödeyip adliyeye dilekçeyi vermek istedi. Cumali A. ise eşine boşanmak istemediğini söyleyerek kolundan tutup götürmeye çalıştı. Bu sırada kadın boşanmak için ısrar edince eski adliye otoparkı yakınlarında Cumali A. eşini saçlarından tutup sürükleyerek götürmek istedi. Adana Merkez Komutanlığı'nın önüne kadar vatandaşların gözleri önünde eşini sürükleyen Cumali A. darp edip sürüklediği eşinin kolunu kırdı.


Acı içinde bağırıp kocasının elinden kaçan genç kadın, Merkez Komutanlığı'ndaki nöbet tutan askerlere sığındı. Cumali A. ise olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Genç kadın "Ne olur bana yardım edin kocam beni öldürecek" diyerek yardım istediği nöbetçi asker, Songül A'yı polise yönlendirdi. Kolu kırık olduğu halde polislerin yanına giden gen kadın, "Boşanmak istiyorum ama eşim beni dövdü dilekçe parası vermemek için boşanmaktan vazgeçti" dedi.


Polisler 112 Acil Servis'i arayarak ambulansı çağırdı. Bu arada kadın gözyaşları içinde yere yatarak sinir krizleri geçirdi. Karşısında basın mensuplarını görünce kaçmak isteyen kadını polis tutarak ambulansın gelmesini bekledi.


Daha sonra olay yerine gelen ambulansla kolu kırılan kadın, Adana Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Burada yapılan incelemede, kadının sağ kolunun iki yerden kırıldığı tespit edildi. Kadına hastanede yapılan müdahaleden sonra 5 Ocak Polis Merkezi'ne götürülerek ifadesi alındı. Kadın ifadesinde eşiyle şiddetli geçimsizlik yüzünden boşanmaya karar verdiklerini ancak dilekçe parasını vermemek için boşanmaktan vazgeçtiğini kendisi de vazgeçmeyince dövdüğünü kocasından şikayetçi olduğunu söyledi.


Polis şimdi her yerde dayakçı kocayı arıyor.


 


Devamını okuyun...>>

40 Şirketin lisansı iptal edilebilir!


EPDK, sermayelerini 10 milyon liraya çıkarmayan 40’ı aşkın dağıtım şirketi hakkında soruşturma başlattı...

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), akaryakıt dağıtım sektöründe sermayelerini 10 milyon TL’ye çıkarmayan 40’ı aşkın dağıtım şirketi hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma, onlarca milyar dolarlık yıllık işlemin yapıldığı sektörde faaliyet gösteren bazı dağıtım şirketlerinin “finansal” yapıları ve operasyonel yetenekleriyle ilgili soru işaretlerini de gündeme getirdi. EPDK, 2010 yılında Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nde önemli bir değişiklik yaptı. Sektörde, başta rafineri ve dağıtım şirketleri olmak üzere değişik alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin mali yapılarını ve operasyonel yeteneklerini güçlendirmek için zorunlu alt sınırı belirlenmiş ödenmiş sermaye tutarları öngördü.


25 MART’A KADAR SÜRELERİ VARDI
Buna göre rafinerici, iletim, depolama, işleme, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisansları için başvuru sahibi tüzel kişiler, Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda anonim şirket ya da limited şirket olarak kurulacak. Asgari ödenmiş sermaye tutarları da; rafinerici lisansı için 50 milyon TL, iletici ve depolama lisansı için 1’er milyon TL, işleme lisansı için 500 bin TL, dağıtıcı lisansı için 10 milyon TL ve ihrakiye teslimi lisansı için 2 milyon 500 bin TL olacak. Yönetmelikte, işletmelere 25 Mart 2011 tarihine kadar sermayelerini uygun hale getirmeleri için süre tanındı.


DENETİMLERLE TEK TEK BELİRLENDİ
EPDK, sektörde yaptığı denetimde başta çok sayıda dağıtım şirketi olmak üzere bazı işletmelerin ödenmiş sermayeyle ilgili adım atmadığını saptadı. Şirketler, tek tek belirlendi. EPDK’dan, ardından ikinci hamle geldi ve sermayelerini 10 milyon TL’ye çıkarmayan 40’ı aşkın dağıtım şirketi hakkında soruşturma başlatıldı. EPDK kaynakları, soruşturma kapsamında ihrakiye ve depolama lisansı sahiplerinin de bulunduğunu söyledi. Aynı kaynakları, soruşturma kapsamında öncelikle ilgili dağıtım şirketlerine sermayelerini 10 milyon TL’ye çıkarmaları konusunda “ihbar”da bulunacaklarını belirterek, “Buna rağmen sermayesini artırmayan varsa, daha sonra idari ve mali yaptırımlar gündeme gelecek” mesajı verdi.


NE YAZIK Kİ SEKTÖRDE TABELA ŞİRKETLER DE VAR
Petrol sektöründe, günlük milyonlarca liralık işlem yapılıyor, binlerce liralık da taahhüt veriliyor. Her yıl onlarca milyar doların döndüğü böylesine büyük bir sektörde 40’ı aşkın dağıtım şirketinin, 10 milyon TL’lik sermaye koşulunu yerine getirememesi bu alanla ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi. EPDK kaynakları, kaçak akaryakıtın (yalnızca devletin vergi kaybı 3 milyar dolar hesaplanıyor) bir türlü frenlenemediği sektörde yaşanan bu gelişmeyi, “Bazı dağıtım şirketlerinin, aynı ortaklık yapısıyla birden fazla dağıtım şirketi kurduğu biliniyor. Dağıtım şirketi sahipleri, bu şirketlerden bazılarını gözden çıkarmayı düşünüyor olabilir” sözleriyle değerlendirdi. Türkiye’de, 55 akaryakıt dağıtım şirketi faaliyet gösteriyor. POAŞ, OPET, Shell, BP ve TOTAL; satışlarda pazarın yüzde 75’ini kontrol ediyor. Kalan 50 dağıtım şirketi ise yüzde 25’lik pastadan pay alıyor


İŞTE DAĞITIM ŞİRKETLERİNİ BEKLEYEN İKİ CEZA


LİSANS İPTALİ: EPDK, 10 milyon TL’lik sermaye şartını yerine getirmeyen dağıtım şirketlerinin öncelikle lisansını askıya alacak. Sermayesini artırmamakta direnen dağıtım şirketleri, lisanslarını kaybedecek.


PARA CEZASI: Şirketlere, mevzuata aykırılıktan da ayrıca para cezası kesilecek.


   


Devamını okuyun...>>

29 Temmuz'un perde arkasını anlattı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, komutanların emeklilik kararıyla ilgili Başbakan Erdoğan'la yaptığı görüşmeden aldığı bilgileri NTV'yle paylaştı. Çelik '' Sayın Koşaner ayrılmak istediğini beyan etmiş, bu da devletin zirvesi tarafından uygun görülmüştür; süreç işliyor. Bu bir kriz ve restleşme değildir. Belki Türkiye'de bugüne kadar bazı şeyler olmadı, yaşananlar bir ilktir ve devam da edecektir.''dedi


Ortada, ulusal medyada ve buradan beslenen dış basında söylendiği gibi bir kriz olmadığını belirten Çelik, gün boyu yapılan görüşmelerin insani bir sıcaklıkta ve devlet adabı içerisinde gerçekleştiğini söyledi.


Çelik, "Orgeneral Koşaner ayrılmak istediğini beyan etmiş ve bu talep uygun görülmüştür" şeklinde konuştu.


"Kamuoyunun bilmediği işin arka planını, Başbakan'la olan konuşmamda öğrendiğim ve Başbakan'ın söylediği şekilde aktarmak isterim" diyen Çelik şunları söyledi:


"Son derece insani sıcaklık içerisinde geçen görüşmeler yaşandı. Sayın Işık Koşaner ve Başbakan, üçlü olarak Cumhurbaşkanı Gül'le yapılan konuşmalar insani sıcaklık ve devlet adabı içerisinde gerçekleşti.


Sayın Koşaner ayrılmak istediğini beyan etmiş, bu da devletin zirvesi tarafından uygun görülmüştür; süreç işliyor. Bu bir kriz ve restleşme değildir. Belki Türkiye'de bugüne kadar bazı şeyler olmadı, yaşananlar bir ilktir ve devam da edecektir.''


"SIKINTI OLMADAN ÇÖZÜLDÜ"


Kurallar ve hukuk devleti mantığı işlediğinde krizden söz edemezsiniz. Sayın Necdet Özel'in Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanması ve Genelkurmay Başkanlığı'na vekalet etmesiyle birlikte süreç sıkıntı olmadan çözülmüştür.


CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun tatilini kesip Ankara'ya dönmesine, Sayın Bahçeli'nin feryat figan etmesine gerek yok. Onların rahatlaması için de söylüyorum; problem yok, hayatın normal akışı devam ediyor.


Kurallar işlediği zaman Türkiye'de krizden söz etmeyeceğiz. 30 Ağustos'lar YAŞ'lar öncesi artık 'aman ne olur?'u konuşmayacağız. Başbaklan'la görüşmemin sonucunu bu şekilde halkımıza iletmek istedim."


KÜÇÜMSENECEK BİR ŞEY Mİ?


Çelik, "Dinleyenlerin aklında şöyle bir soru belirebilir; 'Zaten emekliye ayrılacak 3 komutanın ve daha iki yılı olan Işık Koşaner'in emeklilik talepleri küçümsenecek bir şey midir?' Ne dersiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:


"Emeklilik isteme sebepleri üzerinde durmayacağım zaten programda bunlar satır aralarında dile getirildi. Burada görev süresi devam ederken emeklilik isteyen tek kişi Sayın Koşaner'dir. Diğer komutanlar, yeni Genekurmay Başkanı'na kendi ekibini kurma fırsatı vermişlerdi. Nezaket içinde işleyen bir süreç yaşandı. Muhalefetin Ankara'da deprem varmış gibi bir ruh hali içine girmesine gerek yok. Onlar da ülkemiz de rahat olsun, bir problem söz konusu değildir."


 


Devamını okuyun...>>

2014 Dünya Kupası kuraları çekildi!


Brezilya'da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası eleme gruplarının kura çekimi Rio’da yapıldı. İşte detaylar...

2014 Dünya Kupası eşleşmelerini görmek için tıklayın..


D Grubu'na düşen Türkiye'nin rakipleri de belli oldu.


Brezilya'da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası eleme gruplarının kura çekimi Rio’da yapıldı.. Grubu'na düşen Türkiye'nin rakipleri de belli oldu.


Dünya Kupası grup elemelerinde, Millilerimiz rakibi Romanya, Andorra, Macaristan, Estonya ve Hollanda oldu.


Grup 2.’lerinden en iyi 8’i ise play-off turuna kalacak ve bu 8 takımdan 4’ü de Dünya Kupası bileti alacak. Gruplarda eleme maçları 7 Eylül 2012 - 15 Ekim 2013 tarihleri arasında oynanacak.


   


Devamını okuyun...>>

"Askerlik kısalıyor"a düzeltme geldi


Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, askerlikle ilgili açıklamasının yanlış anlaşıldığını belirterek "yoksa yarın askerlik kısalıyor şeklinde benim bir değerlendirmem olmadı" dedi.

Kosova ziyaretinde bulunan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Üsküp ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.


Bozdağ, askerlik süresinin kısalmasıyla ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığını savundu.


Bozdağ, "benim söylediğimin kamuoyuna çok yanlış yansıtıldığını gördüm. Bundan da üzgünüm. Ben bu konunun teknik bir konu olduğunu ve bu nedenle de detaylarına benim vakıf olamayacağımı ifade ettim. Ama seçimden önce Türkiye'de bu anlamda çalışmalar vardı ve ben o çalışmalara atıfta bulundum. Yoksa yarın askerlik kısalıyor şeklinde benim bir değerlendirmem olmadı" dedi.


 


Devamını okuyun...>>

YAŞ hangi gün gerçekleştirilecek?


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanları'nın emekliliklerini isteyerek istifasının ardından akıllara takılan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı ne zaman yapılacak sorusu cevabını buldu...

Kritik YAŞ toplantısının Pazartesi günü yapılacağı açıklandı ve Orgeneral Necdet Özel'in YAŞ'a Genelkurmay Başkanı olarak katılmasının beklendiği açıklandı.


Türkiye’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanları’nın emeklilikleri istemesinin yankısı sürüyor. Koşaner’in emekliliği Resmi Gazete’de yayımlanırken, Genelkurmay Başkan Vekili olarak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel atandı.


Başbakanlık, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel'in, Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanmasına ilişkin kararnamenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandığını açıkladı. Açıklama Başbakanlık Basın Merkezi’nin internet sitesinden duyuruldu. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:


„Emeklilik başvurusunda bulunan komutanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçen uzun hizmet yıllarındaki özverili çalışmaları sebebiyle takdirle anılacaklardır. Kendilerine ve ailelerine sağlık ve esenlik diliyoruz. 1 Ağustos'ta başlaması planlanan Yüksek Askeri Şura Toplantısı kararlaştırıldığı şekilde gerçekleştirilecektir. Dünyanın en büyük ve saygın ordularından biri olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, erinden generaline kadar tüm personelin fedakarane çalışmalarıyla yasalarla kendisine verilen görevi birlik ve beraberlik ruhu içinde en başarılı şekilde yapmaya devam edecektir."


Cumhurbaşkanı’nın açıklaması


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise gelişmelerle ilgili olarak, "Yeni komuta heyetinde olacak kişiler bu askeri şurayı zaten yönetecekler. Sayın Başbakan askeri şuranın başkanı olarak... Onlar kendi istişarelerini kendi kararlarına bağlayacaklardır. O bakımdan herkes Türkiye'de herhangi bir kriz, herhangi bir problem devam ediyor gibi görmesin. Şüphesiz ki dünkü yaşananlar kendi çapında bir olağanüstü durumdur ama her şey mecrasına girmiştir, yörüngesine girmiştir ve normal prosedürler işleyecektir'' diye konuştu.


Muhalefet partilerinin tepkisi


Gelişmeler muhalefetten tepki geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Genelkurmay Başkanıyla birlikte üç kuvvet komutanının, demokratik olgunluk göstererek emekliliklerini istemeleriyle başlayan devlet krizinin çözülmesi en başta hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu altındadır'' dedi.


CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan ise, “Demokrasi iktidar gücünün, yargı tarafından ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesi çerçevesinde denetlediği rejimdir. Demokrasi ‘otokrasi’ye dönüşmemelidir” açıklamasını yaptı.


BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş konuyla ilgili açıklamasında, “Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları istifa edince Türkiye’de bir kriz çıkmıyormuş ama bundan, Türkiye’de askeri vesayetin tümden kalkarak, yerine sivil demokrasinin geçtiği şeklinde bir anlam da çıkmıyor” diye konuştu.


Koşaner'den veda mesajı


Koşaner veda mesajı yayımladıKoşaner veda mesajı yayımladı


Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliliğini isteyen Orgeneral Işık Koşaner dün bir veda mesajı yayımlamıştı. Koşaner mesajında tutuklu emekli ve muvazzaf Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına atıfta bulunmuştu. Soruşturma ve tutuklamaların bir amacının da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sürekli gündemde tutularak, bir suç teşkilatı olduğu izleniminin oluşturulmaya çalışıldığını belirten Koşaner, bu gelişmelerin Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tarafından üzüntü, endişe ve kırgınlıkla izlendiğine emin olduğunu kaydetmişti. Koşaner mesajında, „Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen, tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tahdit edilmesinin yanı sıra, mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır“ ifadesine yer vermişti.  


Pazartesi YAŞ'a katılacaklar


“ Genel Kurmay Başkanı ve Komuta kademesinin toplu olarak emekliliklerini istemesinin ardından komuta kademesine atanması beklenen isimler netleşmeye başladı. „


Pazartesi günü başlayacak olan Yüksek Askeri Şura toplantısında, dün emekliliklerini isteyen kuvvet komutanları ve Orgeneral Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanı olmasıyla boşalacak Jandarma Genel Komutanlığı'na da atama yapılacak.


KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: TSK bünyesindeki en kıdemli orgeneral Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanıyor. Şu anda TSK'daki en kıdemli orgeneral Necdet Özel'den sonra EDOK Komutanı Org. Saldıray Berk. Erzincan merkezli Ergenekon Soruşturması'nın bir numaralı sanığı Org. Berk, kadrosuzluk nedeniyle bu yıl emekli olacaktı. Ancak Koşaner'in emekliliğini istemesi nedeniyle kadro açıldı. Ancak hükümetin Org. Berk'in atanmasına sıcak bakmayacağı belirtiliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanabilecek diğer isimler ise Genelkurmay İkinci Başkanı Aslan Güner ya da Birinci Ordu Komutanı Org. Hayri Kıvrıkoğlu.


HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Hasan Aksay'ın görev süresi bu yıl doluyordu. Ancak yerine atanması beklenen Org. Bilgin Balanlı'nın tutuklanması nedeniyle görev süresinin bir yıl uzatılabileceği gündeme gelmişti. Terfi sırasında olan tek isim Korg. Mehmet Erten'in doğrudan kuvvet komutanlığına atacağı belirtildi.


DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: Yerine Donanma Komutanı Ora. Murat Emin Bilgel'in gelmesi bekleniyor.


JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI: Teamül gereği Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinden bir orgeneral atanıyor. Org. Özel'den boşalacak Jandarma Genel Komutanlığı'na Genelkurmay 2. Başkanı Org. Aslan Güner ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Org. Bekir Kalyoncu ismi ön plana çıkıyor. Hükümet Güner'e vize vermemişti. Kalyoncu tercih edilmezse Org. Yalçın Ataman'a da şans doğuyor.


   


Devamını okuyun...>>

Şike depremi sürüyor


Futbolda şike soruşturması kapsamında dün gözaltına alınan ve serbest bırakılmayan 4 kişi adliyeye sevk edildi. 4 kişiden 3'ü savcılık tarafından serbest bırakıldı İşte o isimler...

SAAT 17:15 - İBB'li futbolcu Can Arat'ın ardından Fenerbahçe İdari Menajeri Hasan Çetinkaya ve İlhan Çelikay'da savcılık serbest bırakıldı.


Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan Çetinkaya ve futbolcu İlhan Çelikay, savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.


Gözaltına alındıktan sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine sevk edilen Çetinkaya ve Çelikay, soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk'e ifade verdi.


Çetinkaya ve Çelikay, sorgularının ardından serbest kaldı.


Eski hakemlerden Zafer Önder İpek'in savcılık sorgusu ise sürüyor.

SAAT 15:47 -
İBB'li futbolcu Can Arat savcılık tarafından serbest bırakılırken diğer 3 kişinin sorgusu adliyede devam ediyor.


Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen futbolcu Can Arat, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.


Gözaltına alındıktan sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine sevk edilen Arat, soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk'e ifade verdi. Arat, sorgusunun ardından serbest kaldı.


Kendisini bekleyen ailesiyle adliyeden ayrılan Can Arat, basın mensuplarının soruları üzerine, ''Söyleyecek bir şey yok, her şey ortada'' dedi.


Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan Çetinkaya, futbolcu İlhan Çelikay ve eski hakemlerden Zafer Önder İpek'in ise savcılık sorguları sürüyor.


4 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ


Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan Çetinkaya'nın da bulunduğu 4 kişi Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.


Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Fenerbahçe Spor Kulübü İdari Menajeri Hasan Çetinkaya, futbolcular İlhan Çelikay ve Can Arat ile eski hakemlerden Zafer Önder İpek emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildi.
Buradaki işlemleri tamamlanan 4 kişi, daha sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.


   


Devamını okuyun...>>

Şemdinli'de çatışma: 1 asker şehit!


Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarıyla askerler arasında çıkan çatışmada 1 Mehmetçik şehit oldu!

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde yol güvenliğini sağlayan askeri birliğe terör örgütü üyelerince açılan ateşte, bir asker şehit oldu.


Alınan bilgiye göre, ilçeye 35 kilometre uzaklıktaki Beyyurdu köyü yakınlarında yol güvenliği sağlayan askeri birliğe, terör örgütü PKK üyelerince gece geç saatlerde uzun namlulu silahlarla ateş açıldı.


İlk ateşte bir asker şehit olurken, güvenlik güçlerinin anında karşılık vermesi üzerine teröristlerin gecenin karanlığından yararlanarak kaçtığı, bölgede hava destekli geniş çaplı operasyon başlatıldığı bildirildi.


   


Devamını okuyun...>>

Necdet Özel'den veda mesajı!


Genelkurmay Başkanlığına vekalet eden Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Necdet Özel, bir önceki görev yeri olan Jandarma Genel Komutanlığı personeli için veda mesajı yayınladı. İşte Özel'in veda mesajı...

İHLAS SON DAKİKA - JANDARMA GENEL KOMUTANI ORGENERAL NECDET ÖZEL’İN VEDA MESAJI


Jandarma Genel Komutanlığının değerli mensupları, kahraman ve fedakâr silâh arkadaşlarım,
Büyük bir heyecan ve onurla yerine getirdiğim Jandarma Genel Komutanlığı görevimden, 30 Temmuz 2011 tarihinden itibaren ayrılmış bulunuyorum.


Görev sürem boyunca, 172 yıldır ülkesine ve milletine sadakatla hizmet eden, milletinin engin güven ve sevgisine mazhar olmuş Jandarma Genel Komutanlığına emir komuta etmenin onurunu ve mutluluğunu yaşadım. Aynı zamanda, teşkilâtımızın fedakâr ve kahraman mensuplarının, üstün vazife anlayışı, sarsılmaz disiplini ve silâh arkadaşlığı ruhuyla güzel yurdumuzun her köşesinde büyük bir cesaret ve özveriyle hizmet ettiğini müşahede ettim.


Türkiye Cumhuriyetinin en köklü kurumlarından biri ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin vazgeçilmez bir parçası olma özelliğine sahip bulunan Jandarma Genel Komutanlığımız, hem kanunlarla sorumluluğuna verilen vatan topraklarında emniyet ve âsâyişin eksiksiz sağlanmasında, hem de uluslararası görevlerde üstün bir başarı çizgisi yakalamıştır.


Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ifadeleriyle “Yurt, ulus ve cumhuriyete aşk ve sadakatle bağlı, tevazu, fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusu” olan Jandarmamız, ulaşmış olduğu hizmet kalitesini, cumhuriyetin değerlerine gönülden bağlı, iyi eğitimli, üstün nitelikli personeli ve modern silâh, araç ve donanımı ile, daha da ileriye taşımanın heyecanı içerisindedir.


İnsan merkezli, çağdaş yönetim ve görev anlayışı ile ulusal ve uluslararası alanda, en saygın, en güvenilir, en kaliteli hizmet üreten bir kolluk kuvveti olmayı vizyon edinen Jandarma Teşkilâtımızın, milletinin kendisine olan güven ve sevgisinden ve 172 yıllık kurumsal hafızasından aldığı güçle, millî hasletlerinden ve cesaretinden aldığı maharetle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Türkiye Cumhuriyetinin çok önemli bir gücü ve teminatı olmaya devam edeceğine olan inancım tamdır.


Bu vesileyle, görev sürem boyunca kahramanlığını ve fedakârlığını yakından müşahede ettiğim teşkilâtımız mensubu general, subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sivil memur, işçi, erbaş ve erlerimize disiplinli, özverili, kararlı ve inançlı çalışmalarından dolayı tek tek teşekkür ediyor, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkesi ve milleti için yürüttükleri hizmet yarışını aynı inanç ve kararlılıkla sürdüreceklerine olan samimî inancımı ifade etmek istiyorum.


Komuta etmekten büyük gurur duyduğum, tarihi şan, şeref ve başarılarla dolu Jandarma Genel Komutanlığı görevinden huzurla, gururla ve yarına güven duyarak ayrılıyorum. Bugünden sonra da mensubunuz olmakla gurur duyacak, başarılarınızla sevinecek, daima iyi haberlerinizi bekleyeceğim.


Bu duygularla sizlere veda ederken, aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anar, milletimizin huzur ve güvenliği için yurdumuzun her köşesinde büyük fedakârlıklarla canı pahasına görev yapan bütün Jandarma personeline ve değerli ailelerine sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim.


Necdet ÖZEL


Orgeneral


Jandarma Genel Komutanı


 


Devamını okuyun...>>

Kemal Burkay yurda döndü!

Kürt siyasetçi ve yazar Kemal Burkay, 31 yıldır sürgün yaşadığı İsveç'ten Türkiye'ye döndü. Burkay'ın içinde bulunduğu uçak, saat 17.30 sıralarında Atatürk Havalimanı'na indi. Burkay, 43 yaşında ayrıldığı vatanına 74 yaşında döndü.


Türkiye'nin, 43 yaşındayken ayrıldığı eski Türkiye olmadığını ifade eden Burkay, yeni anayasa çalışmaları, demokratik açılım ve Ergenekon davası gibi önemli süreçlere dikkat çekiyor. Kendisinin de artık memleketinde bu süreçlere destek vereceğini ifade ediyor.


Kürt aydını Kemal Burkay İsveç'teki son gününde Zaman gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.


ÖNYARGILARI BIRAKTIM, ÇOĞULCULUĞU SAVUNUYORUM


"Birçok önyargıyı bıraktık. Daha demokratik ve çoğulcu bir sosyalizmi savunuyoruz. Diktatörlüğe karşıyız ve demokrasi, diyoruz. Sosyalizm olacaksa bile halk istemeli, halka rağmen olmamalı." görüşlerini ifade ediyor. Türkiye'deki solcu ve ulusalcı çevrelerin dünyanın değişimini okuyamadığını belirtiyor. Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndan (AET) Avrupa Birliği'ne (AB) geçiş sürecini yaşayan biri olarak, "Avrupa sadece kapitalizm ve emperyalizm değil. Aynı zamanda bilim, sanat ve demokrasi. Emekçisiyle, işvereniyle bir bütün." diyor.


Türkiye'ye dönmenin heyecanını yaşarken bir taraftan da psikolojik olarak kendini hazırlamış: "İçinde yaşamak, soluk almak farklı bir şey. Gidip gelenler bazıları olumlu bazıları düş kırıklıklarını dile getiriyorlar. İnsan ilişkilerindeki olumsuz gelişmeler gibi... Herhalde doğaldır. Ama gitmeden, yaşamadan büyük laf etmek zor. Yine de şaşıracağımı zannetmiyorum."


Türkiye'de nerede yaşayacağına henüz karar vermemiş. İstanbul, Ankara ve Diyarbakır'dan sonra Tunceli'de baba ocağını ziyaret edecek. Kararsızlığını şu sözlerle yansıtıyor: "Dostlarım, arkadaşlarım var. İkiz kızlarım ülkede. Çocukları var. Gidince onları da göreceğim. Onun dışında orada kız kardeşim ve onların çocukları var. Seher Dilovan benim yeğenim, kız kardeşimin çocuğu. Köyde ağabeyim ve yeğenlerim var Tunceli'de."


STATÜKO CANAVARI SON ANLARINI YAŞIYOR


Türkiye'ye döner dönmez sıcak politik ortamla ve anayasa tartışmaları içinde kendini bulacağının bilincinde. "Elbette yeni anayasaya destek olacağım." vurgusunun ardından şunları söylüyor: "Ülkemin ihtiyaç duyduğu tümüyle yeni, çağdaş standartlarda demokratik bir anayasa. CHP ve diğer partiler buna hazır değil, hükümetten cesaret bekliyor. Döndüğümde aktif siyasette olmak istemem. Asla milletvekili olmayacağım. Daha çok yazmak, gezmek ve dinlenerek ömrümü tamamlamak isterim. Ama buna imkân olmadığını biliyorum. Bizim de sorumluluklarımız var. Köyüme çekilemem ama yolu ne olur bilemem."


Son yaşanan Silvan saldırısı ve tırmandırılan terör hadiseleri ile ilgili olarak, "Bunlar beni korkutmuyor, üzüyor." ifadesini kullanan Burkay, şu tespitleri yapıyor: "Tam düze çıkacağınızı düşünürken yeni engeller ve tuzaklar bunlar. Türkiye eskisi gibi ve eski yöntemlerle yönetilemez. İnişli çıkışlı ve sancılı olacak. Ama sonuna geldik. Bu bir anlamda canavarın son anlarını yaşarken can havliyle kuyruğunu oynatması. Eski statüko yıkılıyor ve büyük bir değişimden geçiyoruz."


ŞİDDET SARMALI YAŞANMAYABİLİRDİ


Devletin sola ve Kürt hareketine sert yaklaştığı için şiddet sarmalının bugünlere geldiğini de şu sözlerle dile getiriyor:


Kürt hareketi 60'lı ve 70'li yıllardan başlayarak demokratik ve barışçı bir şekilde gelişiyordu. Ne yazık ki sistem sola karşı olduğu gibi Kürt hareketine de sert yaklaştı. O kadar sert olmasaydı, yani demokratik, barışçı bir şekilde örgütlenerek devam etseydi büyük bir ihtimalle bu şiddet sarmalını yaşamazdık. 30-40 yıldan bu yana ülkeyi perişan eden, ülkenin kaynaklarını tüketen on binlerce can kaybına yol açan bu süreci yaşamayabilirdik."


Burkay BDP'ye Ergenekon davasına destek vermediği için tepki gösteriyor ve değişen Türkiye için herkesi el ele vermeye çağırıyor:


BDP ERGENEKON DAVASINA BİLE DESTEK VERMEDİ


"Kürtlerin bir kesimi 'devletten ve hükümetten gelecek her şey Kürtlerin zararınadır' diye düşünüyor. Daha çok politize olan ve iddia sahibi olan Kürtleri kastediyorum tabii. PKK çevresi, BDP falan... Ben bunu çok yanlış buldum. Bir Ergenekon davasını bile desteklemediler. Halbuki bu dava Türkiye için bir şans. Çetelerden kurtulmak için bir fırsat. Alevi kesimi örneğin, AK Parti'nin İslamcı bir gelenekten geldiğini söyleyerek destek vermediler. 'Bunlar İslamcı, Sünni' diye düşündüler. O halde bizim için tehlikeli olabilir önyargısıyla yaklaştılar.


HERKES EL ELE VERMELİ


Değişimden yana olan herkesin el ele vermesi lazım. Bu sol olur, emekçiler olur, işçi kesimi olur, Kürtler ve Aleviler, Müslüman inancı ağır basanlar olur herkes el ele vermeli."


 


Devamını okuyun...>>

Kara Kuvvetleri'nde devir teslim!


Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanan Orgeneral Necdet Özel, görevini Orgeneral Erdal Ceylanoğlu'ndan devraldı.

Kara Kuvvetleri Komutanlığının internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Özel, görevini Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekliye ayrılan Orgeneral Erdal Ceylanoğlu'ndan devraldı.


İnternet sitesinde devir-teslim törenine ilişkin fotoğraflara da yer verildi.


 


Devamını okuyun...>>

Kahramanmaraş'ta hain saldırı!


Kahramanmaraş'ta teröristler Jandarma trafik ekibine ateş açtı, açılan ateş sonucu 1 Astsubay şehit oldu, 2 Uzman Çavuş yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Afşin İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı trafik ekibi, Ekinözü ilçesine bağlı Kürtül köyünde meydana gelen ölümlü trafik kazasıyla ilgili inceleme yaptıktan sonra dönüşe geçti. Jandarma trafik aracı, Ekinözü'ne 20 kilometre kala Maden bölgesi ile İçmeler arasındaki ormanlık alanda PKK'lı teröristlerce pusuya düşürüldü.


Teröristlerin çapraz ateşe tuttuğu askerler de teröristlere silahla karşılık verdi. Saldırıda Mersin nüfusuna kayıtlı Jandarma Uzman Çavuş Abdülmecit Yıldırım (31) şehit olurken, Astsubay Kıdemli Çavuş Kasım Yağbasan (31) ve Taner Yasam (35) yaralandı. Yaralı askerler Elbistan Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.


Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığı bildirildi. 


   


Devamını okuyun...>>

Gül: İsteği saygıyla karşıladık


Cumhurbaşkanı Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanları'nın emeklilik istifasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül'ün merakla beklenen açıklamasını izlemek için tıklayınız...

VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN...


Cumhurbaşkanı Gül Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner ve Kuvvet Komutanları'nın emeklilik istifasına ilişkin olarak yaptığı açıklamada;


Sayın Orgeneral Koşaner'in devam etmesini istedik fakat kararını ve emeklilik isteklerini saygıyla karşıladık. Göründüğü gibi hiç bir boşluk söz konusu değildir, hukuk ülkesinde yaşıyoruz, bunları normal görmek gerek. Herşey kendi mecrasında devam ediyor, şunu herkesin bilmesini isterim ki Askeri Şura normal toplantısını yapacaktır, normal görüşmeler devam edecektir. Başbakan Askeri Şura'nın Başkanı olarak süreci yönetecektir, kimse Türkiye'de herhangi bir kriz, problem ihtimali görmesin yani kriz devam ediyor gibi görmesin. Şüphesiz ki yeni komuta heyetinde olacaklar Askeri Şura'yı yöneteceklerdir.


Dün yaşananlar kendi çapında olağanüstü bir durumdur fakat herşey yoluna girmiştir ve kendi prosedürlerine göre işleyecektir' dedi.


 


Devamını okuyun...>>

'Askerin sıcak siyasete çekilmesi...'


CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. MYK sonrası CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, parti adına emekliliklerini isteyen Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları hakkında düşünceleri açıkladı...

Tarhan yaptığı açıklamada; İktidara hakim olan zihniyet tüm muhalif hareketleri güvenlik bürosasi için meşru hale getiren bir durum doğurmuştur. Sivilleşmeyi savunanlar onlar için bir tutarsızlıktır, içinde bulunduğumuz dönemlerde CHP sivilleşmeyi savunan AK Parti ise sivilleşmeye karşı direnen bir parti konumundadır. Özgürlükçü demokrasi iktidarın bağımsız ve tarafsız yargı tarafından denetimi olmazsa olmazdır, ancak bu yolla çoğunluğu elinde bulunduran iktidarların önüne geçilebilir.


Demokrasinin olmazsa olmazlarından biride devlet kurumları arasında olan bağlılıktır.


Askerin kışlasında kalması ve yasalarla kendilerine verilen görevi yapması esastır, dolayısıyla askerin sıcak siyasete çekilmesi yanlıştır. Sabah akşam askeri kötülemek, saygınlığına gölge düşürmek ulusumuza hiç bir fayda sağlamaz. Buna ortam sağlanılmamalı ve izin verilmemelidir.


Son olayda yargı bağımsızlığının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır, bitmeyen mahkemeler, tutukluların uzun süre bitmeyen sonuçları vardır. İktidar yargıdan elini çekmelidir.


Bir Genelkurmay Başkanı ve üç Kuvvet Komutanı'nın YAŞ öncesi istifa etmesi ciddi bir eksikliği göstermektedir. Tarafların varsa haklı gerekçelerini öğrenmemiz demokrasiye de katkı sağlayacaktır' dedi.


İhlas Son Dakika/Semih Bişkin


YASAL UYARI : Haber sitemiz 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayın yapmaktadır. Sitemizde yayınlanan haber ve videolar, sitemiz kaynak gösterilmek veya ilgili sayfamıza link verilmek koşuluyla yayınlanabilir. Aksi durumlarda art niyetli kişi ve/veya kuruluşlar ile ilgili her türlü yasal haklarımız saklıdır.


CHP MYK TOPLANDI


Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemelerinin ardından, dün tatilini yarıda keserek Ankara'ya dönen Kılıçdaroğlu, sabah saatlerinde geldiği parti genel merkezinde çalışmalarına başladı.


Kılıçdaroğlu'nun yaşanan gelişmeleri partide bulunan bazı MYK üyeleri ile değerlendirdiği belirtilirken, ilerleyen saatlerde bir MYK toplantısının da düzenlenebileceği bildirildi.


Gün içinde konu ile ilgili CHP'den bir açıklanma yapılması bekleniyor.


 


Devamını okuyun...>>

2014 Dünya Kupası kuraları çekildi!


Brezilya'da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası eleme gruplarının kura çekimi Rio’da yapıldı. İşte detaylar...

2014 Dünya Kupası eşleşmelerini görmek için tıklayın..


D Grubu'na düşen Türkiye'nin rakipleri de belli oldu.


Brezilya'da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası eleme gruplarının kura çekimi Rio’da yapıldı.. Grubu'na düşen Türkiye'nin rakipleri de belli oldu.


Dünya Kupası grup elemelerinde, Millilerimiz rakibi Romanya, Andorra, Macaristan, Estonya ve Hollanda oldu.


Grup 2.’lerinden en iyi 8’i ise play-off turuna kalacak ve bu 8 takımdan 4’ü de Dünya Kupası bileti alacak. Gruplarda eleme maçları 7 Eylül 2012 - 15 Ekim 2013 tarihleri arasında oynanacak.


   


Devamını okuyun...>>

Suriye'de isyanın en kanlı günü

Suriye yönetimi ülke çapında rejim karşıtlarına yönelik sindirme operasyonu başlattı.

Ordu ülkenin kuzeyindeki Hama kentine tanklarla girdi.

Hama kentinde en az 100 kişinin öldürüldüğü ileri sürülüyor.

Haberin Devamı
mynetClientServer.write("gazete_580x50");

Kent sakinleri ağır topçu ateşi duyulduğunu ve hastanelerin ölü ve yaralılarla dolup taştığını söylüyor.

Askerlerin kente sokaklarda kuralan barikatları kaldırmak için girdiğini ileri süren, Suriye yönetimi ise silahlı grupların karakolları ateşe verdiğini ve maddi hasara yol açtıklarını söylüyor.

İki askerin de silahlı kişiler tarafından öldürüldüğü belirtiliyor.

Hama'da akşama doğru BBC'ye görüş bildiren bir muhalif, kent merkezini ele geçiremeyen ordunun tankları çektiğini ve kentin sakin olduğunu söyledi.

Ülkenin diğer bazı kentlerinde de benzer şiddet olayları yaşandı.

ABD'li yetlililer, Suriye yönetimini kendi halkına karşı topyekün savaşa girmekle suçluyor.

ABD'nin Şam Büyükelçiliği'nden bir sözcü yönetimin tavrını çaresizlik göstergesi olarak yorumladı.

BBC Şam muhabiri Lina Sincab son operasyonların Rmazan öncesinde muhalefete gözdağı vermeyi amaçladığını ancak Hama halkının meydan okumaya devam ettiğini söylüyor.

Hama'nın kanlı tarihi

Hama ülkedeki rejim karşıtlarının kalelerinden biri.

Kent son bir aydır güvenlik güçlerinin kuşatması altında.

Kent halkı güvenlik güçlerinin dört koldan saldırısı ardından yoğun çatışmalar yaşandığını aktarıyor.

Kentteki eylemciler, ordunun tanklarla farklı noktalardan girdiğini ve kurulan barikatları yıkarak kent merkezine ilerlediğini aktarıyor.

Suriye'deki güvenlik kuvvetlerinin operasyonları son günlerde yoğunlaştı.

Ülkedeki isyancıların Ramazan ayı boyunca iktidar karşıtı gösterileri yoğunlaştırması bekleniyor.

Esad yönetimi de buna engel olmak amacıyla operasyonları sıklaştırıyor.

Şu anki cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın babası olan Hafız Esad'ın iktidarda olduğu sırada Hama kenti bir ayaklanmanın merkezi olmuştu.

1982 yılındaki bu ayaklanma yönetim tarafından kanlı biçimde bastırılmıştı.

Kent son isyanın da merkezlerinden biri.

Yönetim olaylardan silahlı islamcı grupları sorumlu tutuyor.

Ancak muhabirler protesto gösterilerinin çoğunlukla barışçı bir havada geçtiğini ve halkın askeri saldırı karşısında nadiren silahlandıklarını söylüyor.

Ülkede yaklaşık Mart ortasından bu yana süren olaylarda 1500 sivilin ve 350 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği ileri sürülüyor.

12.600'den fazla kişi tutuklandı; 3 bin kişi de kayıp.

Yabancı medyanın ülkeye girmesi büyük ölçüde yasak.

Bu yüzden gelişmeler hakkında sağlıklı haber vermek ve iddiaları doğrulatabilmek oldukça güç.

Bingöl'de özel bir maden ocağını basan terör örgütü PKK, iş makinalarını yaktı. Evli 2 çocuk babası, kendisinden ayrılmak isteyen sevgilisini kafasından vurdu. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, transfer konusunda teknik direktör Fatih Terim'den yana tavır koydu. Fenerbahçe'nin kaptanı Alex, 'Gidecek mi, kalacak mı?' sorularına son noktayı koydu. Suriye'de tank destekli ordu birlikleri bu sabaha karşı muhaliflerin kalesi olarak gösterilen Hama kentine girdi. Türkiye'yi günlerdir etkisi altına alan sıcaklar çarşambadan itibaren yerini serin bir havaya bırakıyor. TSK'nın komuta kademesinin istifasına en çarpıcı yorum Der Spiegel'den geldi. Talibi tarafından yüzüne asit atılmasıyla kör olan kadın, saldırganı son anda affetti. ABD’de yayın yapan yerel bir televizyon kanalının trafik durumunu gösterdiği sabah programına UFO görüntüleri damgasını vurdu İstanbul'da 19 yaşındaki bir genç kız , öz amcasının da aralarında bulunduğu 3 kişi tarafından kaçırıldı. Konya'da 2 katlı bir apartmanın çatısındaki bacanın içerisine gizlenmiş baz istasyonu, Meram Belediyesince mühürlendi. TRT muhabirinin Hiddink'le yaptığı İngilizce röportajı izleyenler gülmekten kırılıyor. Şehit jandarma uzman çavuş Abdülmecit Yıldırım, eşine vasiyette bulunduğu ortaya çıktı. Papandreu'nun, ülkesine yardımla ilgili Brüksel zirvesinde 'Ne istiyorsunuz Mora yarımadasını mı satayım' dediğini yazdı. Adana'da birlikte olduğu erkeğin kız kardeşinin göğüslerini okşayıp cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla... Tüm Haberler

View the original article here


Devamını okuyun...>>

Türkiye bu anayasa ile devam edemez

Erdoğan, televizyonlardan yayınlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında 12 Haziran'da gerçekleşen genel seçimle birlikte, vatandaşların Türkiye'nin gelecek dört yıllık süreçte izleyeceği rotayı, istikameti de belirlemiş olduğunu ifade etti.


Vatandaşların yüzde 87 gibi çok büyük bir kısmının sandık başına giderek oylarını kullandılarlarını ve demokratik katılımın en güzel örneğini verdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, bütün vatandaşlara bundan dolayı şükranların sunarak, şunları kaydetti:


''Vatandaşlarımızın oylarıyla belirledikleri istikamet, Türkiye'nin her alanda yaşadığı büyük değişimin devam etmesine yöneliktir. Milletimiz hızla büyüyen, gelişen, kalkınan, sıkıntılarının üstüne cesaretle giden, huzurlu, istikrarlı, güçlü bir Türkiye yönünde iradelerini ortaya koymuşlardır. Şundan emin olunuz ki Türkiye çıktığı bu medeniyet yolculuğundan asla geri dönmeyecek, 2023 hedeflerimize doğru kararlılıkla yol alacaktır.''


Haberin Devamı
mynetClientServer.write("gazete_580x50");


''DIŞLAYICI DEĞİL KAPSAYICI'"


Erdoğan, Türkiye olarak her alanda başlatılan değişim sürecini yeni dönemde devam ettirmek, daha ileri hedeflere ulaşmak için mesafe kat etmek durumunda olunduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


''Bu doğrultuda en büyük görevimizin bugünün ihtiyaçlarına cevap veren, eksikliklerinden arındırılmış, demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa hazırlamak olduğuna inanıyorum. Bu yönde büyük bir toplumsal beklenti olduğunu da memnuniyetle müşahede ediyorum. Milletimizin de bizden bu yönde çok büyük beklentileri var. Siyasetten ekonomiye, adaletten özgürlüklere, sosyal devlet anlayışından kültürel açılımlara kadar hemen her alanda büyük bir değişim yaşadığımız böyle bir dönemde en büyük ihtiyacımız bu değişim ruhunu taşıyan ve milletimizin iradesini yansıtan sivil bir anayasa yapılmalıdır. 12 Haziran'da sandıktan çıkan sonuç, yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan bir uzlaşma metni olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunu önemli bir fırsat olarak görüyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bu fırsatı ülkemiz ve milletimiz lehine çok değerli bir kazanıma dönüştüreceğine inanıyoruz. Bu çerçevede siyasetçilerimizden aydınlarımıza, hukukçularımızdan sosyal bilimcilerimize, medyamızdan sivil toplum örgütlerimize kadar her insanımız üzerine düşen sorumlulukla yeni anayasa hazırlıklarına katkı sağlamalıdır.''


Erdoğan, Türkiye'nin geleceğe dönük en olmazsa olmaz hedefinin ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hayata geçirmek, demokrasiyi en ileri seviyede yaşamak ve yaşatmak olduğunu yeni anayasasıyla da açıkça göstermesi gerektiğini belirterek, ''İnanıyorum ki bu süreçten en hayırlı sonucu alacak, Türkiye'ye yakışan anayasayı hayata geçireceğiz'' diye konuştu.


Dünyada yaşanan büyük ekonomik krizin etkilerinin bugün hala önemli ölçüde etkisini hissettirdiğine işaret eden Erdoğan, ''Bizim de en etkin şekilde çalışmalarına katkıda bulunduğumuz G-20 çerçevesinde alınan kararlarla küresel ekonomide belli bir toparlanma olduysa da henüz birçok ülke için krizin aşıldığını söylemek mümkün değildir. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye bu krizi en az hasarla atlatmış, krizi geride bırakmış ve artık geleceğe odaklanmıştır'' dedi.


TÜİK verilerine göre 2011 yılı ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 11 oranında büyüyerek bir rekora imza attığını ve ilk çeyrek itibarıyla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


''2002 yılında hükümet olarak devraldığımız IMF borcu 23,5 milyar dolar seviyesindeydi. Bugün bu borcu 4,8 milyar dolara kadar indirmiş durumdayız. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılını kutlayacağımız 2023 yılına inşallah dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz ve böyle yürüyoruz.''


-''İŞSİZLİK BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 2,1 ORANINDA AZALDI''-


Erdoğan, ekonomideki büyümenin istihdama daha etkin biçimde yansıması için işgücü piyasasında gerekli reformları yapmaya devam ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:


''İstihdamda sağlanan artış bakımından küresel krizden en çabuk çıkan ülkelerden biri Türkiye'dir. 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz, gelişmiş ekonomilere sahip pek çok ülkede işsizliği ciddi oranda arttırırken ülkemizde bu artış sınırlı seviyede kaldı. Daha 2009 yılı bitmeden ekonomideki güçlü büyüme dönemi yeniden başladı, işsizlik yeniden düşmeye başladı. 2008 yılında yüzde 11 olan işsizlik oranı, 2009 yılında krizin etkisiyle yüzde 14'e yükseldi ve ardından 2009 yılının ikinci yarısından itibaren yeniden düşme eğilimine girdi. Ve nihayet 2011 yılı Nisan ayı itibarıyla işsizlik bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 oranında azalarak yeniden kriz öncesinin rakamlarına yaklaşmış oldu. Hazırladığımız aktif işgücü programlarıyla 2013 yılından itibaren inşallah her yıl 400 bin işsizi bu programdan yararlandıracağız. Uzmanlaşmış meslek edindirme merkezlerimizle işsizlerimize beceri kazandırmak, her yıl 200 bin 5 yıl içinde toplam 1 milyon işsizimizi meslek sahibi yapmak amacındayız. İşsizliği kalıcı bir şekilde çözmeyi amaçlayan 'Ulusal İstihdam Stratejisi'ni kararlılıkla uygulayacağız.''


-''GÜVENLİK VE ÖZGÜRLÜK DENGESİNDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK''-


''Türkiye olarak daha mutlu ve müreffeh bir ülke olma yolunda çok önemli mesafeler aldık; bunu iyi değerlendirmek, kazanımlarımızın ve istikrarımızın değerini iyi bilmek zorundayız'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:


''Türkiye, istikrar ve güven zemininde bu seviyelere ulaştı, demokratik reformlarla, kardeşliği daha da yücelterek bugünlere geldi. Aynı şekilde ilerleyecek, kardeşliğimizi daha da pekiştirerek ülkemizi daha da büyüteceğiz. Türkiye kronik sorunlarını aşıyor, ayakbağı olan önemli meselelerini geride bırakıyor, büyük hedeflere doğru kararlılıkla ilerliyor. Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, bölgesinde güçlü bir ülke olmasını çekemeyen güçler, bunu engellemek için devreye giriyor veya taşeronlarını devreye sokuyor. Şunun bilinmesini isterim ki terör, Türkiye'nin büyümesine, ilerlemesine, kalkınmasına, refahına ve en önemlisi de kardeşliğine kastetmektedir. Hükümet olarak başından itibaren terörle daha etkili mücadele yöntemleri geliştirirken, bir yandan da terörü minimize etmek için koordineli, güçlü, kararlı ve çok boyutlu bir mücadele ortaya koyuyoruz. Bu süreçte güvenlik ve özgürlük dengesinden asla taviz vermedik; bu dengeyi hassasiyetle muhafaza ediyoruz ve terörle mücadeleyi bu şekilde sürdürüyoruz.''


Erdoğan, ''Başta Silvan'da yaşananlar olmak üzere bu elim hadiseleri bütün boyutlarıyla inceliyoruz, soruşturuyoruz. Oluşan yeni şartları ilgili bütün kurumlarımızla birlikte kapsamlı olarak değerlendiriyoruz. Yeni stratejileri, yeni yöntemleri hayata geçirerek, terörle mücadeleyi hiçbir zaafa izin vermeden sürdüreceğiz. Altını çizerek ifade ediyorum; biz, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasına izin vermeyecek, demokrasi, özgürlük, güvenlik dengesinden asla ve asla taviz vermeyeceğiz'' diye konuştu.


-''BUGÜNE KADAR KKTC'NİN YANINDA OLDUK, BUNDAN SONRA DA DESTEĞİMİZ SÜRECEK''-


20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri vesilesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne bir ziyarette bulunduğunu, bu coşkuya ortak olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Türk tarafı olarak önümüzdeki kritik dönemde Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması için neler yapabileceğimizi de ayrıntılı olarak değerlendirdik. KKTC'nin sağlam bir ekonomik yapıya kavuşturulması ve müreffeh bir geleceğe taşınması adına atılması gereken adımlar konusunda da görüş birliğine vardık. Kıbrıs Türk tarafı sürecin başından beri çözümden yana olmuş, 7 Temmuz'da BM Genel Sekreteri'yle Cenevre'de yapılan üçlü görüşmede de bu yöndeki irade ve kararlılığını bir kere daha güçlü biçimde ifade etmiştir. Ada'da tarafların mutabık kaldıkları iki kesimlilik, siyasi eşitlik, eşit statüyü haiz iki kurucu devleti içeren yeni bir federal ortaklık kurulması için Türk tarafı bugüne kadar samimi bir çaba içinde olmuştur. Ancak maalesef karşı taraftan bu iyi niyetli ve uzlaşmacı yaklaşımı göremedik. Biz bugüne kadar KKTC'nin daima yanında olduk, bundan sonra da desteğimiz artarak sürecektir. Önümüzdeki dönemde KKTC'nin ekonomik kalkınmasını ve yapısal gelişimini sağlayacak önemli projeleri hep birlikte hayata geçireceğiz. Bu projelerle KKTC'nin çehresi değişecektir. Son gelişmeler de göstermiştir ki Ada'da çözüm her iki kesimin de, hatta genel olarak bölgenin de menfaatine olacaktır. Ancak şu kesin olarak bilinmelidir ki Türkiye'nin KKTC'nin aleyhine olacak herhangi bir girişime izin vermesi, bu konuda ne AB ile ne bir başka merci ile pazarlık içinde olması da mümkün değildir'' dedi.


''Bu yeni dönemde Türkiye değişime bütün hızıyla devam edecek, kazanımlarına yeni kazanımlar ekleyecektir'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:


''Sizlerden ricam Türkiye'ye olan inancınızı şartlar ne olursa olsun muhafaza etmeniz, ülkemizin aydınlık geleceği adına duyduğunuz heyecanı asla kaybetmemenizdir. Ve şunu da açıkça söylüyorum, Türkiye ekonomisi ile alakalı konuşulan bazı garip garip ifadeler, tespitler, bunların hiç birine katılmayız. Türkiye yere sağlam basıyor. Türkiye bütün Avrupa;da başlayan olumsuz gelişmelere karşı her türlü tedbire sahiptir. Bu vesile ile manevi iklimine adım atacağımız mübarek Ramazan ayınızı, rahmet ayınızı, bereket ayınızı şimdiden tebrik ediyor, ülkemize, milletimize, tüm İslam alemine hayırlar, bereketler getirmesini diliyorum. İnsanlığın barışına vesile olmasını diliyorum.''


Devamını okuyun...>>

"Karpuzun göbeği paylaşılıyor"

İSTANBUL (A.A) -  Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor'' dedi.


Bağış, Turgut Özal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen partisinin Çekmeköy İlçe Gençlik Kolları 1. Olağan Kongresi'nde, seçimlerin ardından çalışmalara devam ettiklerini söyledi.


Anamuhalefet partisinin, teşkilatlarına 'İyi dinlenin ekimden sonra çok çalışacağız' diye yazılı genelge gönderdiğini dile getiren Bağış, ''Biz de onlara bu yaz tatillerinde mutluluklar diliyoruz'' dedi.


Bağış, Türkiye'nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu belirterek, gençliğe verdikleri öneme işaret etti.


Başbakan Erdoğan'ın sadece Türkiye'nin Başbakanı değil, dünya vicdanının sesi olduğunu ifade eden Bağış, şunları kaydetti:


''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor. Milli irade görevinin başındadır, muktedirdir. Türkiye'nin önü açıktır.''


Türkiye'nin bugün doğusunun da batısının da ilham kaynağı haline geldiğini dile getiren Bağış, yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 ekonomik büyümeyle Türkiye'nin dünya rekorunu kırdığını belirtti.


Bağış, 2010 yılı sonu itibarıyla yüzde 8,9 ekonomik büyüme sağlandığını anımsattı.


Bugünün anlamlı bir gün olduğunu da bildiren Bağış, rahmetli Adnan Menderes'in o dönemki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğuna ilk başvuruyu yapmasının bugün 52. yıl dönümü olduğunu hatırlattı.


Bağış, 31 Temmuz 1959'da ilk başvuru yapıldığında kişi başı milli gelirin 400 dolar olduğunu, bugün bu rakamın 11 bin dolar olduğunu, 2023 yılında 25 bin doların yakalanacağını söyledi.


2023 vizyonunun hayata geçirilmesinde gençlere güvendiklerini dile getiren Bağış, gençlerin Türkiye'yi çok daha ileri götüreceğine inandıkları için bu planların yapıldığını ifade etti.


1960 darbesinden sonra 15 Eylül 1960'da devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın elleri kelepçeli olarak Yassıada'ya götürülen Fatin Rüştü Zorlu'ya 'Avrupa Ekonomik Topluluğuna başvurmuştuk ne oldu?' diye sorduğunu anlatan Bağış, elleri kelepçeli olan Zorlu'nun da Bayar'a bir brifing verdiğini söyledi.


AB sürecinde atılan adımlara işaret eden Bağış, ''Biz bu adımları AB için atmıyoruz. Bu adımları milletimizin AB standartları üzerinde yaşam sürdürmesi için atıyoruz, atmaya devam ediyoruz'' diye konuştu.


Daha yapılması gereken reformların ve hala düzeltilmesi gereken yanlış uygulamaların var olduğuna da vurgu yapan Bağış, teker teker bunlara da el atılacağını kaydetti.


Güçlerini gençlerden aldıklarını belirten Bağış, kendilerinden evvelki siyasi hareketlerin gençlerin eline satır dağıttığını, gençleri şiddete yönelttiğini ileri sürdü.


Türkiye'nin aydınlık yarınlarını gençlerle gerçekleştireceklerini ifade eden Bağış, gençlere güvendiklerini söyledi.


AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da sivil anayasa çalışmalarına işaret ederek, gelecek süreçte Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa etmek adına daha fazla gayret içinde olacaklarını bildirdi.


Devamını okuyun...>>

"İnsan merkezli hizmet odaklı çalışıyoruz"

Soma İlçe Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'ne katılan Tanrıverdi, burada yaptığı konuşmada, partilerinde gençlik kolları ve kadın kollarının kongre ile seçildiğini, bunun ''AK Parti farkı'' olduğunu, bu uygulamayı diğer partilerde görmenin mümkün olmadığını söyledi.


Bu kongrelerin öneminin büyük olduğunu ifade eden Tanrıverdi, Soma'da 12 Haziran seçimlerinde başarılı bir sonuç elde ettiklerini ifade etti.


Tanrıverdi, bu başarının altında herkesin önemli çalışmaları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


Haberin Devamı
mynetClientServer.write("gazete_580x50");


''Zafere ulaşmada emeği geçen katkısı olan gönüldaşlarımıza, AK Parti'ye oy veren Somalı hemşehrilerimize teşekkür ediyoruz. Somamızı ihmal etmedik, her fırsatta geldik. Hem yer altında çalışan madenci kardeşlerimizle beraber olduk, hem de yer üstünde çalışan esnafımız ve madenci kardeşlerimizin eşleriyle çocuklarıyla beraber olduk. Soma'nın benim gözümde ayrı bir önemi, değeri vardır. 2002 seçimlerinden bu yana hatıralarımız vardır. Seçimden sonra verdiğimiz sözlerin yerine getirilmesi onurunu biz Soma'da yaşıyoruz. İnanıyoruz ki Somalılar da AK Parti'yi seviyor.''


Ana muhalefet partisinin kendisini Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halkçı bir parti olduğunu her yerde söylediğini kaydeden Tanrıverdi, ''Ama halkın iradesi doğrultusunda hareket etmeden '2 tutuklu milletvekili çıkarılmadan meclise gelmeden biz yemin etmeyeceğiz, 4 sene de sürse yemin etmeyeceğiz' dediler. Ama millet iradesi baskın çıktı. 14 gün sonra geldiler, mecliste yeminlerini yaptılar'' dedi.


Tanrıverdi, Soma'daki hizmetlere devam ettiklerini belirterek, ''2 yıl sonra 300 yataklı devlet hastanemiz kapalı alanı 46 bin metrekarelik, 120 dönümlük bir arsa üzerinde yapılmış olacak ve Somalı kardeşlerimiz bu hizmete kavuşmuş olacak. Bu Somamız için önemli bir yatırım olacak. Biz AK Parti olarak diyoruz ki 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın'. İnsan merkezli, hizmet odaklı çalışıyoruz. Somamızda insanımızın ihtiyacı neyse, onları belirleyip karşılıyoruz'' diye konuştu.


''1 Mayıs'ta Soma'ya gelerek, işçi kardeşlerimizle beraber olduk'' diyen Tanrıverdi, ''İnsanı seviyoruz. Her zaman sizlerin hizmetindeyiz'' dedi.


Tek liste olarak gidilen seçimde, Soma İlçe Gençlik Kolları Başkanlığına Erol Saygılı getirildi.


Devamını okuyun...>>

"Ulusa Sesleniş"te Anayasa vurgusu

Erdoğan, televizyonlardan yayınlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında 12 Haziran'da gerçekleşen genel seçimle birlikte, vatandaşların Türkiye'nin gelecek dört yıllık süreçte izleyeceği rotayı, istikameti de belirlemiş olduğunu ifade etti.


Vatandaşların yüzde 87 gibi çok büyük bir kısmının sandık başına giderek oylarını kullandılarlarını ve demokratik katılımın en güzel örneğini verdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, bütün vatandaşlara bundan dolayı şükranların sunarak, şunları kaydetti:


"Bir kez daha seçimin bütün sonuçlarıyla birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. 12 Haziran seçimleri, Türkiye'de demokrasinin olgunlaştığını, ileri standartlara ulaştığını, her sorunun milletin hakemliğiyle çözüldüğünü net şekilde ortaya koymuştur. Vatandaşlarımızın oylarıyla belirledikleri istikamet, Türkiye'nin her alanda yaşadığı büyük değişimin devam etmesine yöneliktir.


Milletimiz hızla büyüyen, gelişen, kalkınan, sıkıntılarının üstüne cesaretle giden, huzurlu, istikrarlı, güçlü bir Türkiye yönünde iradelerini ortaya koymuşlardır. Son 9 yılda Türkiye'nin her alanda adım adım ilerleyerek ulaştığı büyük hedefler milletimizce takdir edilmiş, daha ileri hedefler için güvenoyu verilmiştir. Milletimizin büyük teveccühüne layık olmak için her zaman olduğu gibi bundan sonra da büyük bir aşk ve heyecanla ülkemize hizmet etmeye devam edeceğimizi ifade etmek isterim. Şundan emin olunuz ki Türkiye çıktığı bu medeniyet yolculuğundan asla geri dönmeyecek, 2023 hedeflerimize doğru kararlılıkla yol alacaktır."


"Dışlayıcı değil kapsayıcı"
Erdoğan, Türkiye olarak her alanda başlatılan değişim sürecini yeni dönemde devam ettirmek, daha ileri hedeflere ulaşmak için mesafe kat etmek durumunda olunduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bu doğrultuda en büyük görevimizin bugünün ihtiyaçlarına cevap veren, eksikliklerinden arındırılmış, demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa hazırlamak olduğuna inanıyorum. Bu yönde büyük bir toplumsal beklenti olduğunu da memnuniyetle müşahede ediyorum. Milletimizin de bizden bu yönde çok büyük beklentileri var.


Türkiye, demokrasinin askıya alındığı bir dönemin olağanüstü şartlarında hazırlanan bir anayasa ile yoluna devam edemez. Siyasetten ekonomiye, adaletten özgürlüklere, sosyal devlet anlayışından kültürel açılımlara kadar hemen her alanda büyük bir değişim yaşadığımız böyle bir dönemde en büyük ihtiyacımız bu değişim ruhunu taşıyan ve milletimizin iradesini yansıtan sivil bir anayasa yapılmalıdır.


12 Haziran'da sandıktan çıkan sonuç, yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan bir uzlaşma metni olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunu önemli bir fırsat olarak görüyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin bu fırsatı ülkemiz ve milletimiz lehine çok değerli bir kazanıma dönüştüreceğine inanıyoruz.


"Özgürleştirici bir anayasa"
Yeni anayasa hiç şüphe yok ki milletimizin değişim iradesi ve demokratik beklentileriyle uyumlu, Türkiye'nin ve dünyanın gerçeklerini yansıtan gerçekçi bir anayasa olacaktır. Bu anayasa, geçmiş dönemlerin demokratik ayıplarından arındırılmış, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olacaktır.


Bireyi ve onun haklarını esas alan, milli birliğimizi ve ortak değerlerimizi koruyan, toplumsal çeşitliliği zenginlik kabul eden, tek sesliliği değil, çoğulculuğu öne çıkaran bir anayasa olacaktır. Bu çerçevede siyasetçilerimizden aydınlarımıza, hukukçularımızdan sosyal bilimcilerimize, medyamızdan sivil toplum örgütlerimize kadar her insanımız üzerine düşen sorumlulukla yeni anayasa hazırlıklarına katkı sağlamalıdır."


"Terörden medet umanlar"
Erdoğan, Türkiye'nin geleceğe dönük en olmazsa olmaz hedefinin ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hayata geçirmek, demokrasiyi en ileri seviyede yaşamak ve yaşatmak olduğunu yeni anayasasıyla da açıkça göstermesi gerektiğini belirterek, "İnanıyorum ki bu süreçten en hayırlı sonucu alacak, Türkiye'ye yakışan anayasayı hayata geçireceğiz" diye konuştu.


Erdoğan, Türkiye'nin büyümesini, gelişmesini, bölgesinde güçlü bir ülke olmasını çekemeyen güçlerin, bunu engellemek için devreye girdiklerini veya taşeronlarını devreye soktuklarını belirterek, "Terörden medet umanlar, kandan ve kinden beslenenler, kardeşliği hedef alanlar hiçbir şekilde sonuç alamayacaklarını bilmelidir" dedi.


Devamını okuyun...>>

"Karpuzun göbeği paylaşılıyor"

İSTANBUL (A.A) -  Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor'' dedi.


Bağış, Turgut Özal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen partisinin Çekmeköy İlçe Gençlik Kolları 1. Olağan Kongresi'nde, seçimlerin ardından çalışmalara devam ettiklerini söyledi.


Anamuhalefet partisinin, teşkilatlarına 'İyi dinlenin ekimden sonra çok çalışacağız' diye yazılı genelge gönderdiğini dile getiren Bağış, ''Biz de onlara bu yaz tatillerinde mutluluklar diliyoruz'' dedi.


Bağış, Türkiye'nin bugün çok farklı bir noktada olduğunu belirterek, gençliğe verdikleri öneme işaret etti.


Başbakan Erdoğan'ın sadece Türkiye'nin Başbakanı değil, dünya vicdanının sesi olduğunu ifade eden Bağış, şunları kaydetti:


''Türkiye normalleşiyor. Şimdi Türkiye'de kimileri tartışıyor; 'Karpuz kesecektik, kesmeyecektik. Karpuz kabuğu suya düştü mü, düşmedi mi?' Ama asıl üzerinde durulması gereken nedir biliyor musunuz? Artık karpuzun göbeğini Türkiye'de sadece belli bir takım elit kesimler yemiyor, paylaşılıyor. Milli irade görevinin başındadır, muktedirdir. Türkiye'nin önü açıktır.''


Türkiye'nin bugün doğusunun da batısının da ilham kaynağı haline geldiğini dile getiren Bağış, yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 ekonomik büyümeyle Türkiye'nin dünya rekorunu kırdığını belirtti.


Bağış, 2010 yılı sonu itibarıyla yüzde 8,9 ekonomik büyüme sağlandığını anımsattı.


Bugünün anlamlı bir gün olduğunu da bildiren Bağış, rahmetli Adnan Menderes'in o dönemki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğuna ilk başvuruyu yapmasının bugün 52. yıl dönümü olduğunu hatırlattı.


Bağış, 31 Temmuz 1959'da ilk başvuru yapıldığında kişi başı milli gelirin 400 dolar olduğunu, bugün bu rakamın 11 bin dolar olduğunu, 2023 yılında 25 bin doların yakalanacağını söyledi.


2023 vizyonunun hayata geçirilmesinde gençlere güvendiklerini dile getiren Bağış, gençlerin Türkiye'yi çok daha ileri götüreceğine inandıkları için bu planların yapıldığını ifade etti.


1960 darbesinden sonra 15 Eylül 1960'da devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın elleri kelepçeli olarak Yassıada'ya götürülen Fatin Rüştü Zorlu'ya 'Avrupa Ekonomik Topluluğuna başvurmuştuk ne oldu?' diye sorduğunu anlatan Bağış, elleri kelepçeli olan Zorlu'nun da Bayar'a bir brifing verdiğini söyledi.


AB sürecinde atılan adımlara işaret eden Bağış, ''Biz bu adımları AB için atmıyoruz. Bu adımları milletimizin AB standartları üzerinde yaşam sürdürmesi için atıyoruz, atmaya devam ediyoruz'' diye konuştu.


Daha yapılması gereken reformların ve hala düzeltilmesi gereken yanlış uygulamaların var olduğuna da vurgu yapan Bağış, teker teker bunlara da el atılacağını kaydetti.


Güçlerini gençlerden aldıklarını belirten Bağış, kendilerinden evvelki siyasi hareketlerin gençlerin eline satır dağıttığını, gençleri şiddete yönelttiğini ileri sürdü.


Türkiye'nin aydınlık yarınlarını gençlerle gerçekleştireceklerini ifade eden Bağış, gençlere güvendiklerini söyledi.


AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da sivil anayasa çalışmalarına işaret ederek, gelecek süreçte Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa etmek adına daha fazla gayret içinde olacaklarını bildirdi.


Devamını okuyun...>>

Canlı yayında UFO paniği

Sabahın erken saatlerinde ayakta olan binlerce seyirci, canlı canlı UFO görmüş oldu.

KXAS kanalının saat 05:40 haberlerinde trafik durumu gösterildiği sırada ekranın sağ üstünden hızla geçen beyaz ışık huzmesini gören dikkatli seyirciler hemen kanalı aradı.

Kanal yetkilileri görüntüleri incelemek üzere UFO araştırmacılarını davet ederken, kanalın telefonları kilitlendi.

Canlı yayında UFO paniği | video.mynet.com


View the original article here


Devamını okuyun...>>

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More